Yolda Logo
Login
Geri Dön
Blog

Kyoto Protokolü

Yolda Yolda 21 Şub 2022, 8 dk okuma süresi
Kyoto Protokolü

Uluslararası bir protokol olan Kyoto Protokolü, temelde küresel ısınma ve iklim değişikliği konuları üzerinde yapılan bir çalışmadır. Kyoto Protokolü’nün yürürlüğe girme süreci, oldukça uzun olmuştur. 1997 yılında imzalanmış olmasına rağmen ancak 2005 yılında yürürlüğe girebilmiştir. Peki, Kyoto Protokolünün önemi nedir? Bu sorunun yanıtı için Kyoto Protokolü özelliklerine bakalım.

Daha iyi bir gelecek için büyük önem taşıyan protokolün öne çıkan özellikleri şu şekilde listelenebilir. 

Sahip olduğu maddeler ile küresel ısınma sorununu ortadan kaldırmayı hedefleyen Kyoto Protokolü birçok ülke tarafından imzalanmıştır. Başlangıçta ABD, Çin ve Hindistan gibi ülkeler imzalamamış olsalar da daha sonra onlar da protokole katılmışlardır. 160’tan fazla ülkenin imza attığı Kyoto Protokolü hakkında kapsamlı bilgi almak için yazının devamını okuyabilirsiniz. Bu yazı üzerinden Kyoto Protokolü nedir, maddeleri nelerdir, ne zamana kadar yürürlükte kalacak gibi sorulara yanıt bulabilirsiniz.  Ayrıca Kyoto Protokolü Türkiye maddeleri ile ilgili kısımları öğrenebilirsiniz.

Kyoto Protokolü Nedir?

1997 yılında imzalanan Kyoto Protokolü, 2005 yılında ilk kez yürürlüğe girebildi. Bunca zaman yürürlüğe girmemesinin sebebi protokol içerisinde yer alan bir maddeydi. Maddeye göre protokolü imzalayan ülkelerin atmosfere saldıkları karbon miktarı%55’i aşmamalıdır.  Bu seviyeye ilk kez ulaşan Rusya ile bu protokol, 2005 yılında yürürlüğe girebildi. 

Kyoto protokolü nedir sorusunun en net yanıtı karbondioksit ve sera etkisine yol açan gazların salınımını azaltmak üzere ülkeler arasında yapılan anlaşma olarak veriliyor. Devletler, iklime tehlike ve tehdit olabilen tüm faktörleri bu şekilde azaltmayı planlıyor. Kyoto protokolünün amaçları arasında atmosferdeki sera gazı ve sera gazının yoğunluğunun iklimi tehdit edemeyecek bir seviyede dengeli olarak kalabilmesini sağlamak öne çıkıyor. 

Kyoto protokolü devletler tarafından desteklenen ve Birleşmiş Milletler çatısı altında yürütülen bir çalışmadır. Kyoto protokolüne göre ülkeler karbondioksit salınımını 1990 yılına kıyasla %5.2 oranında düşürmekle yükümlüdür. Bu nedenle birçok yatırım yapmak ve sınırlamalar koymak gerekmektedir.  

Ayrıca Kyoto ismini Japonya’nın en büyük şehrinden almaktadır. Başkentlerin başkenti anlamına gelen “Kyoto” kelimesi 1,5 milyon nüfuslu bir şehirdir. Bu protokole Türkiye’de üyedir. Başlangıçta üye olamayacağını açıklamıştır fakat devamında yapılan meclis toplantıları ve bilimsel çalışmalar ile birlikte Kyoto Protokolü kabul edilmiştir. 

Kyoto Protokolü ve Türkiye

Türkiye Cumhuriyeti 2004 yılında Kyoto Protokolü’nü imzalamayacağına dair açıklama yapmıştı. Türkiye’nin Kyoto protokolünü imzalamama nedeni; zaten Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesine taraf olmasıydı.Fakat Türkiye 30 Mayıs 2008 yılında Kyoto Protokolünü resmen imzalayacağını açıkladı. Kyoto Protokolü’nün TBMM tarafından onaylandığını dönemin Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, Dışişleri Bakanlığı’na bildirmişti. Bu bildirinin ardından Dışişleri Bakanlığı da bu protokolden yana taraf olduğunu açıkladı ve protokol yasalaştı. Kyoto Protokolü ve Türkiye arasında ilk defa bu dönemde bir imza atıldı ve resmen kabul edildi. 17 Şubat 2009 tarihinde 27144 sayılı Resmi Gazete tarafından Kyoto Protokolü yayımlandı ve yasal olarak yürürlüğe girdi. 

Türkiye’nin vatandaş başına düşen sera gazı salımı yaklaşık 6 tondur. Bu oranı diğer ülkelerin oranlarıyla kıyaslamak için aşağıdaki listeye bakabilirsiniz. Aşağıdaki liste 2021 yılı itibariyle yayımlanan veriler ışığında paylaşılmaktadır.

Türkiye’nin sahip olduğu bu oran Avrupa Birliği’nin ortalamasının ½’si oranındadır. Türkiye’nin küresel ısınmaya olan etkisi, geçen 150 sene için %0,04 oranında olduğu belirlenmiştir. Günümüz Türkiye Cumhuriyeti enerjisinin %20 kadarını yenilenebilir enerjiden üretmektedir. Bu oran önümüzdeki yıllar içerisinde %30’a kadar çıkartılacaktır. Türkiye Cumhuriyeti’nin hedefleri bu yöndedir. Ayrıca Türkiye, 2010-2020 yıllarını kapsayan bir belgeyi de kabul etmiştir. Bu belge Ulusal İklim Değişikliği Strateji Belgesi olarak belirtilmiştir. Bu belge için planlanan eylemler 2011 yılında kararlaştırılmıştır. Eylem planında; sera gazı emisyon oranlarının azaltılması, küresel iklim değişikliğinin etkilerini azaltmak üzere projeler geliştirmek, bu konuda yapılacak çalışmalar için gereken mali kaynakları artırmak gibi hedefler söz konudur. 

Kyoto Protokolü Maddeleri

Kyoto Protokolü maddeleri arasında birçok başlık bulunmaktadır. Sera gazı salımlarının miktarının küçültülmesini hedefleyen bu maddeler birçok mevzuatın yeniden düzenlenmesini gerekli kılıyor. Enerji tüketiminin düşürülmesi ve buna bağlı olarak çevreci bir anlayış geliştirilmesi de Kyoto Protokolü için oldukça önem taşımaktadır. Güneş enerjisinin kullanımının artırılmasını da sağlayan Kyoto protokolü alternatif kaynakların kullanılmasının önünü açmaktadır.  Örneğin günlük hayatta kullanılan otomobiller için dahi kararlar içermektedir. Bu protokole göre daha az enerji tüketen araçlar tercih edilmelidir. Çöp depolama sistemleri yeniden düzenlenmelidir. Alternatif enerji kaynakları ile enerji üretiminin ciddi olarak artırılması gerekmektedir. Yazının devamını okuyarak Kyoto Protokolü için belirlenen maddeleri inceleyebilirsiniz;

Kyoto Protokolü Ne Zaman Sona Erecek?

Kyoto Protokolü ne zaman sona erecek sorusunun yanıtı da önemli.  Protokol için önemsenen ve belirlenen maddeleri yukarıda belirtmiştik. Bu maddeler gelişmiş devletler tarafından kabul edilmiş ve gerçekleştirilmek üzere eylemlere bürünmüştür. Fakat hedefler arasında yer alan ve en önemli olan sera gazı salınım düzeyi başlığı amacına ulaşamamıştır. 1990 yılı seviyesinin altında tutulmasına dair olan amaç ve taahhütler protokole dahil olan ülkeler tarafından gerçekleştirilemedi. Yapılan araştırmalar sera gazı salınımının iklim değişikliğini tetikleyen en büyük sebeplerden biri olduğunu göstermiştir. Kullanılan fosil yakıtlar karbondioksit oluşturduğu için ormanlar da ciddi zarar görmektedir. Yine yapılan araştırmalara göre 2100 yılında küresel sıcaklık 1 ile 3.5 derece arasında artış gösterecek. Bu artış ve iklim değişikliği dünyada yaşayan canlılık için ciddi bir tehdittir. Deniz seviyelerinin de 1 metreye kadar yükseleceğini hesaplayan bilim insanları yeryüzünde sellerin yoğunlaşacağını söylüyor. Ayrıca ekosistemlerin çok nemli olacağını, sıcak ya da soğuk havaların ciddi derecede artış göstereceğini de tespit ediyorlar. Bu tespitlerin sonucunda aşırı hava olaylarının yaşanması da kaçınılmaz olacaktır. Ekonomik aktivitelere ciddi oranda zarar verebilecek bu sorun insanların yaşadığı bölgelerdeki seçimlerini dahi etkileyecektir. Bazı bölgelerde açlığın ve kıtlığın büyük ölçüde artacağı ve daha görünür olacağı da saptanıyor. Gittikçe artan dünya popülasyonu ile birlikte bu konu her geçen gün ciddiyetini artırmaya devam etmektedir. Dünya ekonomileri bu konuda birleşip ivedilikle çalışmaya gayret etmektedir. Fakat yazımıza başlığını veren Kyoto Protokolü belirlenen hedefler geçerli olamadığı için 2020 yılında sona ermiştir.

Kyoto Protokolü’nün içeriği ve içerdiği maddeler, Türkiye ile ilişkisi ve ne zaman sona ereceği konusu merak edilen başlıklar arasında yer alıyordu. Bu içerikte Kyoto Protokolü konusunu detaylarıyla birlikte açıkladık. 

Bu ve bunun gibi konularda aklına takılan tüm ulaşım soruların için bizimle iletişime geçebilir, ihtiyaç duyduğun bilgilere uzman ekibimiz aracılığı ile ulaşabilirsin!

Gray Background
Yolda Kırmızı Ok
Yolda.com Blog'a abone olun birbirinden ilginç içerikleri e-posta kutunuzdan takip edin.
Keep Reading
Yolda AuthorYolda
Lojistik Sektörünün Rekabet Gücüne Etkisi ve Lojistikte Kalite

Ekonomik göstergelerin alınmasında lojistik önemli bir pay sahibidir. Geleneksel taşımacılığı üst seviyelerde sunan lojistik sektörünün rekabet gücüne etkisi yadsınamaz bir gerçektir. Ülke bazında ekonomik, sosyolojik, kültürel ve küresel alanlarda söz sahibi olma ayrıcalığı veren önemli bir unsurdur. Küresel dünyada rekabet gücü sağlayan model, lojistik üs projeleri ile daha kapsamlı bir işleyişe ilerler. Büyüme oranlarının artmasında […]


4 Eki 2023 , 4 Min Read
Lojistik Sektörünün Rekabet Gücüne Etkisi ve Lojistikte Kalite
Yolda AuthorYolda
ETGB (Elektronik Ticaret Gümrük Beyannamesi) Nedir?

Günümüzde dijitalleşmenin hız kazandığı ve elektronik ticaretin (e-ticaret) öneminin giderek arttığı bir çağda yaşıyoruz. Elektronik ticaret, internetin gücünü kullanarak ürün ve hizmetlerin alım-satımının gerçekleştirildiği modern bir ticaret modelidir. Elektronik ticaretin büyümesiyle birlikte, küresel pazarda rekabetçi olmak ve hızlı işlem yapmak isteyen işletmeler için gümrük süreçlerinin de dijitalleştirilmesi gerekmektedir. İşte bu noktada ETGB (Elektronik Ticaret Gümrük […]


17 Ağu 2023 , 8 Min Read
ETGB (Elektronik Ticaret Gümrük Beyannamesi) Nedir?
Yolda AuthorYolda
Tedarik Zinciri Verimliliği için Yapay Zeka Destekli Dispatching Stratejileri Nedir?

Tedarik zinciri yönetimi, günümüz iş dünyasında büyük öneme sahip bir konudur. Şirketler, tedarik zincirlerini etkin bir şekilde yöneterek, stok yönetimi, teslimat süreleri ve müşteri memnuniyeti gibi faktörlerde önemli kazanımlar elde edebilirler. Tedarik zinciri verimliliğini artırmak için yapay zeka teknolojileri son yıllarda büyük ilgi görmektedir. Bu teknolojiler, tedarik zincirinin birçok aşamasında kullanılarak daha iyi ve daha […]


18 Tem 2023 , 8 Min Read
Tedarik Zinciri Verimliliği için Yapay Zeka Destekli Dispatching Stratejileri Nedir?