Özellikle mikro düzeydeki ihracatçıların, e-ihracat işlemlerinde satışlarını arttırmak ve satıcılara destek olmak için ortaya çıkarılan ihracatta vergi muafiyeti uygulaması, firmaların vergi ödemelerini büyük ölçüde azaltıyor. Özellikle teknolojinin gelişmesi ile birlikte hayatımızın her alanına giren online platformlar üzerinden yapılan alışverişler, hem firmalara hem de müşterilere çeşitli avantajlar sunuyor. Klasik alışveriş yöntemlerine kıyasla müşterilere binlerce kat daha fazla ürün çeşitliliğine sadece birkaç dakika içerisinde ulaşma avantajları sunulması, bununla birlikte lojistik ve kargo hizmetlerinin de gelişmesi, müşterilerin e-ticaret işlemlerini tercih etmesinin en büyük etkenleri arasında yer alıyor. Bununla birlikte ihracatçı firmaların da kendi pazarlarının çerçevesinden kurtularak dış pazarlara da daha kolay açılma imkanı bulması, e-ticaret işlemlerinin avantajları arasında yer alıyor. Ancak farklı ülkelere yapılan ihracat işlemlerinde ödenmesi gereken gümrük vergileri, özellikle mikro ihracatçıların en büük sorunları arasında yer alıyor. Peki, e-ihracat vergi muafiyetinin avantajları nelerdir ve başvurular nasıl gerçekleştirilir?
İnternet üzerinden yurt dışına yapılan tüm mal ve hizmet satışlarında, ilgili ürünün tabii tutulduğu gümrük kanunları çerçevesinde belirli bir vergi ödemesi yapılması gereklidir. E-ihracatta vergi muafiyeti ise özellikle mikro ihracatçı firmaların masraflarının azalmasını sağlayarak, çeşitli vergi indirimleri sayesinde bu firmaların daha hızlı gelişmesini hedefliyor. Her ne kadar dünyada daha gelişmiş e-ticaret pazarları aktif olarak kullanılıyor olsa da ülkemizde de dünya pazarına açılmayı bekleyen binlerce farklı ihracatçı firma bulunuyor.
E-ihracatta vergi muafiyeti, genel olarak bakıldığında KDV tutarı hariç fatura tutarının 15 bin Euro’dan daha az olduğu satışlar için geçerli bir uygulama olarak karşımıza çıkıyor. Aynı zamanda ihracat işlemine tabii tutulan tüm mal ve ürünlerin, 300 kilogramdan hafif olması da gereklidir. E-ihracat satışlarında vergi muafiyeti, genel kapsamları göz önünde bulundurulduğunda, mikro ihracat işlemlerini kapsamaktadır. Bu nedenle vergi muafiyeti hakkından yararlanmak isteyen firmaların, yurt dışına yapacağı satışlarda mikro ihracat sınırlarını aşmaması gerekiyor. E-ihracatta vergi muafiyeti sayesinde Küçük ve orta ölçekli işletmelerin, söz konusu ihracat işleminden elde ettiği tüm gelirin %50’sinin gelir vergisinden muaf tutulmasını sağlıyor. Böylece firmaların vergi ödemelerinde çeşitli indirimler sağlanarak, firmaların çok daha kısa sürede büyümesi hedefleniyor.
E-ihracatta vergi muafiyeti uygulaması, sadece son tüketici kişilere yapılan satışlar için geçerli bir uygulama olarak karşımıza çıkıyor. Çeşitli platformlar ya da direkt olarak firma anlaşmaları ile yapacağınız ihracat işlemleri ile vergi muafiyetinden faydalanmak için ürünlerin son tüketiciye satılma zorunluluğu bulunuyor. Ürünlerin yurt dışında hizmet veren farklı bir üretici firmaya satılması ve bu ürünlerin firma tarafından hammadde olarak kullanılması söz konusu ise yapılan ticaret işlemi her ne kadar mikro ihracat sınırları kapsamına giriyor olsa da vergi muafiyetinden yararlanabiliyor.
E-ihracatta vergi muafiyeti, sadece ihracatçı firmaları kapsayan bir uygulama olmadığı için, birçok farklı kişi ve kuruluş tarafından da yararlanılabiliyor. Küçük ve orta ölçekli işletmelerin ihracat işlemlerinde daha düşük seviyelerde vergi ödenmesini temel olan ihracatta vergi muafiyetine direkt olarak üretici firmalar ya da şahıs şirketi sahibi bireysel satıcılar da katılım gösterebiliyor. Bu sayede henüz gelişmekte olan binlerce farklı kişi ya da firma, vergi muafiyeti sayesinde daha düşük vergilendirme sistemlerine tabii tutularak, sektördeki diğer firmaların seviyelerine çok daha kısa sürede ulaşma imkanı buluyor.
İhracatçı firma ya da kişilerin, satış yapabilmesi için sadece kendi platformlarını ya da internet sitelerini kullanmalarına da gerek kalmıyor. E-ihracatta vergi muafiyeti indirimleri, Amazon, eBay ve benzeri birçok uluslararası e-ticaret platformu üzerinden de kullanılabiliyor. Böylece siz de dünya üzerinde milyonlarca müşteri potansiyeline sahip e-ticaret platformları üzerinden satış yapabilir, firmanızın müşteri potansiyelini birkaç kata kadar arttırabilirsiniz.
İhracatta vergi muafiyeti kapsamında, yapılan satışın ve ürünlerin çeşitli standartlar çerçevesinde tutulması gereklidir. İhracat işlemine söz konusu olan tüm mal ve ürünlerin toplam bedellerinin 15 bin Euro’yu geçmediği durumlarda kullanılabilen vergi muafiyeti, aynı zamanda direkt olarak ürünlerin toplam ağırlıkları ile de ilgilidir. 300 kilogramdan daha ağır olan ürünlerin piyasa bedelleri her ne kadar 15 bin Euro’dan daha düşük olsa da vergi muafiyeti kapsamında değerlendirilemiyor.
Vergi muafiyeti avantajları sayesinde, mikro ihracat işlemlerinde satışa sunulan tüm ürünlerin, satış bedellerinin %50’sinin gelir vergisinden muaf tutulması mümkündür. Bu noktada, kişilerin ihracatını yapmak istediği ürünler için herhangi bir tür ya da sektör ayrımı bulunmamaktadır. Genel olarak tüm sektörlerde hizmet veren firmalar, kendi ürünlerinin satışını vergi muafiyeti çerçevesinde gerçekleştirebiliyor. Ancak satışa sunulan ürünlerin maksimum 15 bin Euro’dan düşük satış bedeline ve 300 kg’dan düşük ağırlıklara sahip olması gereklidir. Bu nedenle ihracatta vergi muafiyeti çerçevesinde genellikle giyim, aksesuar, deri, hediyelik eşyalar, hobi aksesuarları ve yedek parça gibi ürünler yer almaktadır.
KDV Kanunu çerçevesinde, yayımlanan mevzuat ve yönetmelikler ile tüm ihracat ürünlerine uygulanan KDV tutarları belirlenmektedir. Yönetmeliklerde yapılan düzenlemeler ile birlikte ihracata konu olan çeşitli ürünlerin ve bununla birlikte birkaç ihracat türünün de ihracat istisnası kapsamında değerlendirilerek vergiden muaf tutulması sağlanmaktadır. Böylece firmaların ihracat işlemleri için sektördeki diğer firmalardan daha fazla vergi ödemesinin de önüne geçilmektedir.
KDV Kanunu’nun ilgili kısmında mal teslimi ve hizmetlerin vergilendirilmesi bölümünde yer alan 11’inci ve 12’nci maddeler, ihracata konu olan mal ve hizmetlerin mal teslimine göre ihracattan vergi istisnasını konu almaktadır. Hizmet ihracına yönelik olarak tasarlanan bu vergi istisnası, çeşitli ihracat şekillerini kapsamaktadır.
Dahilde işleme izin belgesi ile yapılacak ilan ihracat işlemlerinde, ürünlerin imalatında kullanılacak olan tüm hammaddelerin ihracat vergisinden muaf tutulması sağlanmaktadır. Dahilde işleme izin belgesi sahibi mükelleflerin bu noktada KDV Kanunu’nun 11’inci maddesi kapsamında vergi muafiyeti hakkı bulunmaktadır. Yapılan ihracatın süresi, 11’inci maddede yer alan üç aylık süre yerine, dahilde işleme izin belgesinde yer alan ihracat süreleri baz alınarak hesaplanmaktadır.
Dahilde işleme izin belgesi sahibi firma ve kişilerin, KDV Kanunu’nun 17’inci maddesi çerçevesinde, KDV istisnasından yararlanmak için imalatçı firma olmaları gerekiyordu. Ancak 2005 yılında yeniden düzenlenen Mülga 95 ile birlikte, bu firmaların KDV istisnasından yararlanmak için imalatçı olmaları şartı da ortadan kaldırıldı. Dahilde işleme izin belgesine sahip olan firmaların, imalde kullanılacak olan malları teslim ettiği satıcı firmaların KDV mükellefi olmaları, KDV istisnasından yararlanmak için yeterlidir.
Yukarıdaki ihracat istisnaları, dahilde işleme izin belgesine sahip olan firmaların, dahilde işleme ihracat rejimi çerçevesinde yaptıkları ihracat işlemlerini kapsamaktadır. İhracata dahil olacak mamullerin üretiminde bir girdi olması, KDV istisnasından yararlanmak için bir zorunluluktur. Bununla birlikte ihraç edilecek mamulün üretiminde bir girdi olması durumunda, imalatçı olmasa dahi firmalar KDV Kanunu’nun 17’inci maddesi çerçevesinde KDV istisnasından yararlanma hakkına sahiptir. Aynı zamanda yapılan düzenlemeler ile birlikte, dahilde işleme izin belgesi sahibi mükellefler tarafından üretilen malların, yine aynı izin belgesine sahip başka bir mükellef firmaya satışının yapılabilmesi de mümkün hale getirilmiştir.
Bu ve bunun gibi konularda aklına takılan tüm ulaşım soruların için bizimle iletişime geçebilir, ihtiyaç duyduğun bilgilere uzman ekibimiz aracılığı ile ulaşabilirsin!
Başarılı bir lojistik operasyonu için müşteri ihtiyaçlarını doğru okumak ve anlamak gerekir. Ayrıca iş ortağının dinamiklerine uygun organizasyonel yapının dizayn edilmesi büyük önem taşır. Markalar, kullanıcılarının güven ortamı içinde sınırsız bir şekilde alışveriş yapabilmesi için gerekli olan tüm imkânları hazırlamaktan sorumludur. Bir markanın tercih sebebi olmasındaki en önemli kriter ise güvendir. Özellikle lojistik sektöründe güven […]
Gelişen dünyada; hız, teknoloji, enformasyon olmazsa olmaz kavramlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Yeni dünyada bu değişime en fazla katkı sağlayan ve destekleyen sektörlerden biri kuşkusuz lojistik sektörüdür. Lojistik sektörü iş gücü planlamalarında kritik sektörler arasındadır. Lojistik iş gücü yönetimi bir işletmenin faaliyetlerinde ihtiyaç duyduğu işgücü miktarını ve aldığı işleri geleceğe yönelik beklentileri doğrultusunda zaman yönetimini de […]
Avrupa Birliği (AB) öncülüğünde yürütülen Avrupa Birliği Küresel Geçit Projesi (EU Global Gateway); sağlık, enerji, eğitim ve araştırma, dijital teknoloji, uluslararası ticaret sektörlerinde özel ve kamusal altyapının desteklenmesi için tasarlanmış bir proje olarak ortaya çıkmıştır. Ortak ülkelerin ihtiyaçlarını dikkate alarak yerel topluluklar için sürdürülebilir faydalar sağlamaya yöneliktir. 1 Aralık 2021 tarihinde gerçekleştirilen Avrupa Birliği Küresel […]