Taşımacılık farklı yollarla ve araçlarla gerçekleştirilen bir faaliyettir. Deniz, kara ve hava yoluyla taşımacılık yapılsa da, her biri için ayrı kural ve anlaşmalar bulunur. ADR taşımacılık ise tehlikeli madde taşımacılığıdır ve tehlikeli malların uluslararası yollarda taşınma kurallarını belirleyen Avrupa Anlaşması’nın kısaltması olarak kullanılır. Yani ADR taşımacılık yapmak için bu anlaşmanın gerektirdiği kurallara uymak ve patlayıcı madde taşıma işini güvenli şekilde yürütmek gerekir. Bu kuralların tamamını karşılamayan hiçbir firma ADR taşımacılık faaliyeti yürütemez. ADR taşıma belgesi alan şirketlerin, ekipman yeterliliği ve personel eğitimi konusundaki şartları mutlaka karşılaması gerekir.
ADR taşıma için konulan uluslararası kuralların tamamı insan ve çevre sağlığını koruma amacı güder. Tehlikeli maddelerin taşınması sırasında meydana gelebilecek riskleri engellemek ve minimuma indirmek ADR anlaşmasının temel amacıdır. Bu anlaşmanın ilk metni 1957’de Cenevre’de hazırlanmış, 1968 yılında da yürürlüğe sokulmuştur. Türkiye ise bu anlaşmayı 2010 yılında imzalayarak ADR taşımacılığı yapan kuruluşları bağlayan kuralları kabul etmiştir. Böylece taşıma esnasında insan ve çevre sağlığını ihlal etmeyen yöntemlerin uygulanma süreci başlamıştır. ADR taşımacılık için oluşturulan yönetmelikler, taşınacak maddenin içeriğine göre değişkenlik gösterir. ADR taşıma, farklı sınıftan patlayıcı ya da kimyasalları içerebilir. Benzin, gaz ya da radyoaktif bir maddeyi taşımak için farklı önlemler alınır. Taşınacak maddenin içeriğine göre gereken ekipman sağlanır ve personel eğitimi gerçekleştirilirse Ulaştırma Bakanlığı tarafından verilen ilgili belge ile ADR taşımacılığı yapmak mümkün olur.
Tehlikeli maddelerin kara yoluyla taşınmasını düzenleyen kurallar ülkemizde 2013 yılında belirlendi. 2013’te yayımlanan “Tehlikeli Maddelerin Karayoluyla Taşınması Hakkındaki Yönetmelik” tamamen bu konuyu içermekteydi. Bugüne kadar dünya üzerinde tehlikeli ve patlayıcı madde taşımacılığı esnasında sayısız problem yaşandı. Tüm dünya; insanların, doğanın ve hayvanların zarar gördüğüne şahit oldu. Bu sebeple ADR kurallarının oluşumu hız kazandı ve uluslararası boyutta kabul gören bir ADR taşımacılık modeli gerçekleşti. Böylece çevre ve insan güvenliği sağlanırken mal kaybının da büyük oranda önüne geçildi. Yanıcı ve patlayıcı maddelerin taşıma işi artık emin ellerde. Bir dizi kurala uyarak yapılan bu taşımalar neticesinde dünyanın birçok noktasında, tehlikeli maddeleri kullanarak üretim yapan sektörler işlerine devam edebilmekte. Yolda.com’un profesyonel ekibi de tüm bu kurallara harfiyen uyarak ADR taşımacılığı yapar. Bu sayede, ambara mahkum olmak istemeyen KOBİ’lerin ve tüm firmaların ilk tercihi olmayı başarır. Sen de tehlikeli maddeler başta olmak üzere tüm taşımacılık işlerini Yolda.com’a emanet edebilirsin. Konuyla ilgili daha detaylı bilgi almak için Yolda.com’un uzman ekibi ile hemen iletişime geçebilirsin.
Başarılı bir lojistik operasyonu için müşteri ihtiyaçlarını doğru okumak ve anlamak gerekir. Ayrıca iş ortağının dinamiklerine uygun organizasyonel yapının dizayn edilmesi büyük önem taşır. Markalar, kullanıcılarının güven ortamı içinde sınırsız bir şekilde alışveriş yapabilmesi için gerekli olan tüm imkânları hazırlamaktan sorumludur. Bir markanın tercih sebebi olmasındaki en önemli kriter ise güvendir. Özellikle lojistik sektöründe güven […]
Gelişen dünyada; hız, teknoloji, enformasyon olmazsa olmaz kavramlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Yeni dünyada bu değişime en fazla katkı sağlayan ve destekleyen sektörlerden biri kuşkusuz lojistik sektörüdür. Lojistik sektörü iş gücü planlamalarında kritik sektörler arasındadır. Lojistik iş gücü yönetimi bir işletmenin faaliyetlerinde ihtiyaç duyduğu işgücü miktarını ve aldığı işleri geleceğe yönelik beklentileri doğrultusunda zaman yönetimini de […]
Avrupa Birliği (AB) öncülüğünde yürütülen Avrupa Birliği Küresel Geçit Projesi (EU Global Gateway); sağlık, enerji, eğitim ve araştırma, dijital teknoloji, uluslararası ticaret sektörlerinde özel ve kamusal altyapının desteklenmesi için tasarlanmış bir proje olarak ortaya çıkmıştır. Ortak ülkelerin ihtiyaçlarını dikkate alarak yerel topluluklar için sürdürülebilir faydalar sağlamaya yöneliktir. 1 Aralık 2021 tarihinde gerçekleştirilen Avrupa Birliği Küresel […]